Yaşadığımız zamanla ilgili birçok olumsuz düşünceye ve deneyime sahibiz. Küresel ısınma, salgın hastalıklar, şiddet, cinayet, tecavüz ve benzeri şeklinde ilerleyen koca bir liste var elimizde. Gün geçtikçe içine saplandığımız küresel çapta ekonomik buhranla aynı masada oturuyoruz. Gelir dağılımı dediğimiz şey dağılmadan belli bir kesimde hapis olmuş durumda. “Bu halimize de şükür” diyerek günü bitirme peşindeyiz. Önceden psikolojik yardım alana deli denirdi, şimdilerde psikolojik yardım almayana deli deniyor.
Çünkü herkes kıyılarda ve sınırlarda. Yeni deli dünyaya hoş geldiniz! Burada deli diyerek insanlara hakaret etmeye çalışmıyorum ya da psikoloji alanını hor görmüyorum. Dikkat çekmeye çalıştığım nokta gezegence ve insanlık olarak dengemizi yitirmiş olduğumuz. Sular gürüldemiyor, toprakta bitki yetişmiyor, hayvanlar kayboluyor ve insanlar artık gülmüyor.
Çok Gizli Defterler
Herkesten sakladığınız ve birisi bulursa mahvolacağınız bir defterinizin olduğunu düşünün. Kim bilir belki de öyle bir defteriniz zaten vardır. Şimdi o deftere hayatınızda ve dünyada değiştirmek istediğiniz ne varsa yazın. Listeleyin. Sizin için en önemli olanları büyük harflerle yazın. İçinizdekiler tükenene kadar durmayın ve en sonunda listenizi şöyle baştan okuyun. Örneğin benim defterimde “Kadın cinayetleri bitsin! Çocukların ve hayvanların sesi olmalıyım! Gereksiz su tüketimini durdurmazsak, suları kirletmekten vazgeçmezsek gelecek savaşlar bu yüzden olacak!” gibi şeyler yazıyor. Bunlarla birlikte daha kişisel ve bireysel olan listemde ise, “Saygısız insanlardan uzak durmalıyım. Kimse kendini merkezde görmemeli! Hayat zor ancak kuşların uçuşlarını kaçıracak kadar meşgul olmamalıyım.” gibi şikayetlerim var. Hem küresel çapta hem de kendi küçük dünyamı ilgilendiren sorunlarla sarmalanmış durumdayım. Çünkü her insan gibi sadece insanım. Burada önemli olan da tam olarak bu, insan olmak.
Dünyanın Değişmesi Mümkün Mü ?
Değişim, zorlu ve zaman alan bir süreçtir. Bir anda olanı yıkıcı hatta öldürücü olabilir. Ancak söylendiği gibi “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Yani bundan kaçış yok. O zaman ne yapabiliriz? Öncelikle kendimizden başlayabiliriz. Çünkü bize en uzak olan gene kendi sırtımızdır. Keşfetmeye, kurcalamaya ve dinlemeye başlayacağımız ilk kişi biz olmalıyız. Ondan sonra başkalarını dinleyebilir duruma gelebileceğimizi göreceğiz. Sessizlikte gözlerinizi kapatın ve zihninizi dinleyin. Nefesinizi dinleyin, vücudunuza izin verin sizinle konuşsun. O zaman neye ihtiyacınız olduğunu anlayacaksınız ve hayat daha net bir hal alacak. Kendinizde öğrendiğiniz dinleme kabiliyetini çevrenize ve dünyaya da uygulayın. İşte o zaman dünyanın en çok ihtiyacı olan insanlığı, merhameti, adaleti ve saygıyı duyabileceksiniz. Duyduklarınızın yoğunluğuyla sağır olmamak için içinizdeki cesarete sarılın ve harekete geçin. Dünyayı değiştirmek için ihtiyacımız olan dinlemek ve harekete geçmek!