Bize sorsalardı da söylerdik ama psikologlara sormayı tercih etmişler: Araştırmalara göre dedikodu ömrü uzatıyormuş!
Oxford Üniversitesi’nden Psikolog Prof. Robin Dunbar, dedikodunun insan türünün ayırt edici bir özelliği olduğunu söyledi. Ve yaptığı araştırmalar sonucu sağlığa iyi geldiğini tespit etti.
DEDİKODU BİZİ İNSAN YAPAR
Telegraph’ın haberine göre; Dunbar “Dedikodu yaparken insanlarla sohbet eder, dünya ile ilişkimizi sürdürürüz. Güncel kalırız, yani dolayısıyla dedikodu bizi insan yapar” diye konuştu. Psikolog sosyalleşmenin insanların sağlıkları ve mutlulukları üzerine de çok olumlu etkisi olduğunu söyledi ve “dil yüzyıllar içinde, sosyal hayatımızın devam etmesi, başkalarıyla görüşmek, öyküler anlatmak için evrimleşti.” dedi.
Dunbar’a göre dedikodu, 18’nci yüzyıla kadar olumsuz algılanmıyordu.
Standford ve Berkeley Üniversiteleri öğretim üyelerinin birlikte yaptıkları araştırma ile dedikodunun kötü bir şey olduğunu ispatlamaya çalıştılar. Ancak sonuç yine Prof. Robin Dunbar’ı destekler şekilde çıktı.
BİRBİRLERİ HAKKINDA KONUŞANLAR BİRBİRLERİNE BAĞLANIYOR
Araştırma şöyleydi:
Matthew Feinberg ve Michael Schultz adlı araştırmacılar 216 deneği bir araya getirdi ve gruplara ayırdı. Bazı gruplardaki belirledikleri kişilere gruptaki diğer insanlar hakkında ufak sırlar verdiler; kiminin eşcinsel, kiminin eski bir suçlu, kiminin psikolojik tedavi gördüğü konusundaki bilgileri alan kişilerin grup içerisindeki iletişim sırasında bu sırları başkalarıyla paylaşıp birbirlerinin arkalarından konuştukları görüldü. Yani dedikodu yapılıyordu. Dedikodunun bu gruplarda yer alan insanların kısa sürede birbirinden kopartacağı düşünülüyordu. Ancak öyle olmadı. Birbirlerinin sırrını paylaşan ve birbirleri hakkında gereğinden fazla şey bilip, arkalarından konuşan insanlar garip bir şekilde birbirlerine bağlandılar. Bu aslında herkesin birbirinin zaafını bilmesinden duyduğu tedirginliğin, güvene dönüşmesi sayesinde olmuştu. Dedikodu, sayısı her ne olursa olsun bütün grupları bir arada tutmuş ve insanları yakınlaştırmıştı.